Bir patron hanım olarak başarı için giyinmenin ne kadar önemli olduğunu bilirsiniz. Giydiğiniz her kıyafette kendinden emin, profesyonel, şık ve güçlü görünmek istiyorsunuz. Ancak elbiseleriniz için doğru uyumu ve rengi bulmak zor olabilir. Vücut tipinizi, cilt tonunuzu, kişisel tarzınızı ve durumu göz önünde bulundurmalısınız. Rahatlık ve zarafet, sadelik ve incelik, moda ve zamansızlık arasında denge kurmalısınız.
Her sabah, o gün için mükemmel elbiseyi seçme ikilemiyle karşı karşıya kalırsınız. Birbirinden farklı renklerde, desenlerde ve kumaşlarda birbirinden güzel elbiselerle dolu bir dolabınız var ama yine de giyecek hiçbir şeyiniz yokmuş gibi hissediyorsunuz. Görünüşünle müşterilerini, meslektaşlarını ve üstlerini etkilemek istiyorsun ama aynı zamanda kişiliğini ve ruh halini de ifade etmek istiyorsun. Kalabalıktan sıyrılmak istiyorsunuz ama aynı zamanda kurum kültürüne de uyum sağlamak istiyorsunuz.
Kendini patron gibi hissetmeni sağlayacak elbiseyi bulmayı umarak farklı elbiseler denersin. Aynada kendinize bakıyorsunuz ve seçeneklerinizi değerlendiriyorsunuz. Bu elbise vücudunu güzelleştiriyor mu? Bu renk teninize uygun mu? Bu tarz markanıza uyuyor mu? Bu elbise seni mutlu ediyor mu?
Sonunda tüm kriterlerinize uygun bir elbise seçiyorsunuz ve işe koyuluyorsunuz. Ofise güvenle ve zarafetle, günü almaya hazır bir şekilde girersiniz. Tanıştığınız herkesten iltifat ve hayranlık alıyorsunuz. Kendiniz ve işiniz hakkında iyi hissediyorsunuz. Bugünün harika bir gün olacağını düşünüyorsun.
Ancak gün geçtikçe kendinizi bitkin ve sıkılmış hissetmeye başlarsınız. İşinizin tatmin edici veya ödüllendirici olmadığını fark edersiniz. Kendinizi bir çıkmaza girmiş gibi hissediyorsunuz, aynı şeyleri tekrar tekrar yapıyorsunuz. Yaptığınız şey için hiçbir tutkunuz veya amacınız yok. Sadece hareketlerden geçiyorsunuz, günün sonuna kadar hayatta kalmaya çalışıyorsunuz.
Kendinizi yalnız ve izole hissediyorsunuz. Sevinçlerinizi ve üzüntülerinizi paylaşacağınız arkadaşlarınız veya aileniz yok. İş dışında hiçbir hobiniz veya ilgi alanınız yok. Eğlenmek veya rahatlamak için zamanınız veya enerjiniz yok. Kendinizle ve etrafınızdaki dünyayla bağlantınızı kaybettiniz.
Hayatın bundan ibaret olup olmadığını merak ediyorsun. Bu sefalet döngüsünden çıkmanın bir yolu olup olmadığını merak ediyorsunuz. Tünelin sonunda ışık var mı diye merak ediyorsunuz. Ancak tünel sonsuz ve karanlık görünüyor. Umutsuz ve çaresiz hissediyorsunuz.
Hayatınızda mutluluk ve anlam bulabilmeyi diliyorsunuz. Bu süreçte kendinizi kaybetmeden patronun hayatını elbiseler içinde yaşayabilmeyi dilersiniz.
Kiyafetlerinizi Koton.com’da satin alin